ŞEBNEM KORURU FİNCAN'CI ANKARADA GÖZALTINDA! Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, İstanbul'da gözaltına alındı. Fincancı sorgulanmak üzere Ankara'ya götürüldü. Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı.
ürk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla gözaltına alındı.
TTB Başkanı Fincancı’nın gözaltına alındığını avukat Eren Keskin, sosyal medya hesabından duyurdu: Bir adli tıp hekimi, TTB Başkanı çağrılınca ifadeye gidecekken gözaltına alınıyor. Gözaltında tutulan gazeteciler ve Şebnem Korur Fincancı.. Sizi asla yalnız bırakmayacağız.
ŞEBNEM KORURU FİNCAN'CI ANKARADA GÖZALTINDA!
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, İstanbul'da gözaltına alındı. Fincancı sorgulanmak üzere Ankara'ya götürüldü.
Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı.
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla gözaltına alındı.
TTB Başkanı Fincancı’nın gözaltına alındığını avukat Eren Keskin, sosyal medya hesabından duyurdu: Bir adli tıp hekimi, TTB Başkanı çağrılınca ifadeye gidecekken gözaltına alınıyor. Gözaltında tutulan gazeteciler ve Şebnem Korur Fincancı.. Sizi asla yalnız bırakmayacağız.
İstanbul’da gözaltına alınan ve evi aranan Fincancı’nın Ankara’ya götürüldüğü öğrenildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, adli tıp uzmanı Şebnem Korur Fincancı hakkında ‘terör örgütü propagandası yapmak' ve ‘Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama' suçlarından soruşturma başlatmıştı.
SAVCILIKTAN “GÖREVDEN ALINSIN” TALEBİ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi:
“PKK/YPG silahlı terör örgütünün sözde yayın organına yaptığı açıklamalar nedeniyle Türk Tabipler Birliği Başkanı Rasime Şebnem Korur, Terör Suçları Soruşturma Bürosunca başlatılan soruşturma kapsamında, terör örgütü propagandası yapmak suçundan 26.10.2022 tarihinde gözaltına alınmıştır.”
Başsavcılık, Korur’un, TTB Merkez Konseyi Başkanlığı görevine son verilmesi ve yeni başkan seçilmesi yönünde karar alınmasını mahkemeden talep etti.
NE OLMUŞTU?
Terör örgütü PKK’ya yakın bir kanal, Zap bölgesinde 17 PKK’lının kimyasal silah kullanılarak öldürüldüğünü iddia etmiş; adli tıp uzmanı Dr. Fincancı, kanalın yayınına katılarak kimyasal silahlarla ilgili tıbbi değerlendirmelerde bulunmuştu.
Fincancı, sosyal medyada dolaşıma giren ve teröristlere ait olduğu iddia edilen görüntüleri izlediğini ve incelediğini belirterek, şunları söylemişti:
“Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Tabii çok çeşitli kimyasal silahlar var. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da ne yazık ki bu yasaklanmış silahların çatışmalarda kullanıldığını da görüyoruz. Böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl araştırma yapılacağının da Minnesota Protokolü’yle ele alınması gerekiyor. Bağımsız heyetlerce bu bölgelerde inceleme yapılması bir zorunluluk.”
TTB: HOCAMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ
Türk Tabipleri Birliği’nde yapılan açıklamada ise şöyle denildi: “Bir süredir yürütülen linç kampanyasının ardından bugün gözaltına alınan hocamız Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya yapılanları asla kabul etmiyoruz. Hocamıza ve örgütümüze sahip çıkarak mücadelemizi sürdüreceğiz!”
CB RTE NE DEMİŞTİ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan da pazartesi günü kabine toplantısı sonrası yaptığı konuşmada isim vermeden, TTB ve Fincancı’yı eleştirdi: “Terör örgütünün diliyle konuşarak ülkesine ve ordusuna alçakça bühtan eden böyle bir şahsın, adı Türk ile başlayan bir kurumun başında olmasının milletimizin her bir ferdini rahatsız ettiğine inanıyorum.”
MSB’ DEN KİMYASAL SİLAH İDDİASINA YALANLAMA!
Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kimyasal silah kullandığı iddialarına yönelik yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı:
– Daha önce defalarca açıklandığı gibi Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından uluslararası hukuk ve anlaşmalarca yasaklanmış mühimmat kullanılmamaktadır. Bu tür mühimmat Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde bulunmamaktadır.
– Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, bugüne kadar komşularımızın ve tüm dünyanın gözü önünde icra ettiği bütün harekat ve operasyonlarda uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa haklarımız kapsamında, sadece teröristleri hedef almakta, sivillerin, tarihi, dini ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için azami dikkat ve hassasiyet göstermektedir.
ADALETE TESLİM OLMAKTAN BAŞKA ÇARE YOK
– Tüm bu dezenformasyon çabaları Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kararlı mücadelesi sonucu çökme noktasına gelen ve bulunduğu zor durumdan kurtulmak için yalan ve ahlak dışı yollarla çıkış arayışında olan terör örgütü ve müzahirlerinin beyhude çırpınışlarıdır. Teröristler için adalete teslim olmaktan başka çare yoktur.
KAYNAK:SÖZCÜ GAZETESİ
TTB Merkez Konsey Başkanı seçilen Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı kimdir?
Şebnem Korur Fincancı, 1959’da İstanbul’da doğdu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Adli Tıp’ta uzmanlık eğitimi aldı. 1987-1990 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Klasik Arkeoloji Lisans Eğitimi aldı. 1992’de kurulan Adli Tıp Uzmanları Derneği'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı; 1993-1996 arasında derneğin yönetim kurulu başkanlığını üstlendi. Türk Ceza Hukuku Derneği kurucu üyelerinden biridir.
Mesleki ömrünü işkenceyle mücadeleye adadı ve Türkiye’nin bu konuda kilometre taşlarından birisi oldu. Türkiye’de işkencenin yaygın olduğu ve yetkililerin işkencenin üstünü örttüğü 1990'larda, işkenceyi saptayan raporlar verdikçe ve tıp etiği üzerine yazılar yazdıkça, devletin baskı ve engellemeleriyle karşılaştı. Uğur Mumcu sanıkları hakkında verdiği rapordan sonra resmi makamlarca tehdit edildiğini açıkladı; görevden alınmasına dair gizli yazı ortaya çıktı. Mehmet Ağar’ın Adalet Bakanlığı sırasında Adli Tıp’ın Susurluk döneminde uygulanan imha mekanizmalarından biri haline dönmesine karşı etkin mücadele verdi.
1997’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı oldu. 2004’te Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alındı; 2005’te İdare Mahkemesi ve YÖK kararı ile göreve iade edildi. Ek görev olarak yürüttüğü Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu Başkanlığı görevinden birkaç kez uzaklaştırıldı; kazandığı davalarla göreve geri döndü.
1996'da Birleşmiş Milletler Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi adına, Bosna’nın Kalesija bölgesinde toplu mezarlardan çıkarılan cesetlerin otopsi çalışmalarına katıldı. 1999’da, Birleşmiş Milletler tarafından işkencenin saptanmasında uluslararası standart kılavuz olarak kabul edilen İstanbul Protokolü belgesinin oluşturucuları arasında yer aldı; daha sonra, protokolün uygulanması hakkında çeşitli ülkelerde eğitimler verdi. 2000'de, İnsan Hakları İçin Hekimler'in Güney Afrika'daki uluslararası çalışmasında, 2002'de Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) Kadına Yönelik Cinsel Şiddet Araştırması ve El Kitabı çalışmalarında yer aldı.
Uluslararası İşkence Rehabilitasyon Merkezi (IRTC) adına gittiği Bahreyn’de, turist kılığına bürünerek, denizde cesedi bulunan ve polise göre boğularak ölen gencin vücudundan doku örnekleri aldı. Örnekleri Türkiye’ye getirdi ve yaptığı otopside gencin, ailesinin de iddia ettiği gibi, gözaltında işkenceyle öldürüldüğünü tespit etti.
Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü eski Müdürü Adil Serdar Saçan'ın yaptığı işkenceleri kanıtladı. Ergenekon örgütü tarafından telefonlarının dinlendiği, kişisel bilgilerinin dosyalandığı gerekçeleriyle yaptığı müdahale başvurusu kabul edildi, birey olarak Ergenekon davasının tek müdahili oldu.
Halen tahliye edilmeleri için Adalet Bakanlığı ve Adli Tıp Kurumu raporuna ihtiyaç duyan cezaevlerindeki çok sayıdaki hasta tutuklunun sorununu gündeme taşıyor; Adli Tıp Kurumu’nun bağımsız olmasının önemine dikkat çekiyor. Tepkilere rağmen, Türkiye’de yargının sağlıklı işleyebilmesi için Adli Tıp Kurumu’nun baştan aşağıya yenilenmesi gerektiğini açıkça savunuyor. Devletin işlediği insan hakları ihlalleri kendisinin görev alanına girdiği için çalışmaları, bu erki elinde bulunduranları rahatsız etse de tüm baskı ve yıldırmalara rağmen işkenceyle mücadeleden ve gerçekleri söylemekten vazgeçmiyor.
İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde adli tıp lisans ve yüksek lisans dersleri verdi. İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nde yüksek lisans ve doktora tez danışmanlığı yaptı.
'Barış İçin Akademisyenler'in 'Bu suça ortak olmayacağız' bildirisine imza attığı için 2 yıl 6 ay hapis cezası aldı. 2019'da İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndaki görevinden zorunlu emekli oldu.
TTB'nin 72. Büyük Kongresi'nde Etkin Demokratik TTB Grubunun seçimi kazanmasıyla TTB Merkez Konsey Başkanı seçildi.
2009’dan beri Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) başkanlığını yürütüyor. Şebnem Korur Fincancı'nın yazıları Evrensel
Bu haber 206 defa okunmuştur.